İzleyiciler

17 Aralık 2011 Cumartesi

Yürüyen balık görüntülendi! - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Yürüyen balık görüntülendi! - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Bilim adamları Afrikalı akciğerli balığı yürürken görüntüledi.
Çekilen videoda bu balık, iki uzun arka yüzgecini akvaryumun tabanında arka ayak gibi kullanırken görülüyor.

Ön yüzgeçler ise hareketsiz kalıyor ve hayvanın gövdesi, sadece arka yüzgeçlerin yardımıyla ileriye ittiriliyor.
Bilim adamlarına göre bu görüntüler, yürüme konusunda "ilk adımların" karada değil, bu balığa benzer türler tarafından suda atıldığına işaret ediyor.
Bir diğer deyişle akciğerli balık, evrim sürecinde su canlıları ile kara canlıları arasındaki halkanın nasıl oluşmuş olabileceğinin canlı göstergesi.

- Sent using Google Toolbar

Computer - Internet Technology Design World --------------- Bilim ve Toplum - Bilim ve Teknik -- -------------------- internet,oyun,bilgisayar,bilişim,Programlama,Bilim Network,Msn,Yahoo,messenger,Gmail,Hotmail,Cep, İPhone,Android

2 Aralık 2011 Cuma

Evrim Teorisi bilimsel değilse Elektromagnetik Dalga Teorisi hiç bilimsel olmamalıdır

Evrim teorisi bilimsel değilse elektromagnetik dalga teorisi hiç bilimsel olmamalıdır..çünkü;

Elektromagnetik dalgalar bir fenomendir,yapısı tam olarak henüz bilinmiyor.

Electromagnetic radiation - Wikipedia, the free encyclopedia

Ancak elektromagnetik dalgaları herkes kullanıyor,cep telefonu,radyo,televizyon,uydu haberleşmeleri,telsiz....yani elektromagnetik dalgalar gerçek ve var.

Gelin bu iki teoriyi karşılaştıralım;

4 Kasım 2011 Cuma

Bilimin yanlışları

Bilim, Yanlışlarını Düzelterek İlerliyor: Güncellenmiş ve Özgün Bir Bakış
Bilim, yanlışlarını kabul edip düzeltebilme yeteneğiyle güçlüdür. Yeni bulgular, eski varsayımları sorgulayarak bilgimizi sürekli yeniler. Aşağıda, bilimsel paradigmaların nasıl evrildiğine dair beş örnek, güncel bilgilerle zenginleştirilip özgün bir şekilde sunuluyor.

1. Sürüngenler: Sınıflandırmada Devrim
Eski Varsayım: Sürüngenler tek bir sınıfta toplanabilir.
Omurgalılar, bir zamanlar basitçe beş sınıfa ayrılırdı: balıklar, amfibikler, kuşlar, memeliler ve sürüngenler. Pullu, soğukkanlı canlılar sürüngen olarak tanımlanırdı. Ancak 1960’larda Alman böcekbilimci Willi Hennig’in geliştirdiği filogenetik sınıflandırma, türleri evrimsel atalarına göre gruplandırarak bu düzeni altüst etti.
Yeni Bulgular:
Sürüngenler (Reptilia), filogenetik açıdan “tek atalı” bir grup oluşturmuyor. Kertenkeleler, yılanlar, timsahlar ve kaplumbağalar, ortak atalarından farklı dallarda evrilen memeliler ve kuşlarla bağlantılı. Bu nedenle, tüm bu canlılar “Amniyotlar” adı altında birleştiriliyor, ancak geleneksel “sürüngen” sınıfı artık bilimsel olarak geçerli değil. 2024’te yayımlanan bir çalışma, kaplumbağaların evrimsel

İnsan ve maymun kültürel kökleri paylaşıyor

İnsan ve Maymun Kültürel Kökleri Paylaşıyor: Yeni Bulgularla Derinleşen Bir Perspektif

Kültürel davranışların yalnızca insanlara özgü olmadığı, insansı maymunların da topluluk içinde öğrendiklerini nesiller boyu aktardığı, son araştırmalarla daha net bir şekilde ortaya kondu. Özellikle orangutan toplulukları üzerine yapılan çalışmalar, insan ve insansı maymunların evrimsel olarak ortak bir kültürel mirası paylaştığını gösteriyor. Bu bulgular, kültürün evrimsel köklerinin sanılandan çok daha derinlere uzandığını kanıtlıyor.
İnsanlar, sosyal öğrenme yoluyla yeni davranışları bir kuşaktan diğerine aktararak kültürel zenginlik oluşturur. Bu yetenek, çevresel koşullara uyum sağlama başarısı olarak görülür ve genellikle insanı diğer türlerden ayıran bir özellik olarak düşünülür. Ancak, kültürün yalnızca insanlara mı özgü olduğu, yoksa evrimsel olarak daha geniş bir temele mi dayandığı, bilim dünyasının uzun süredir tartıştığı bir soruydu. Yaklaşık on yıl önce

24 Ekim 2011 Pazartesi

Ekosistem Canlı Yaşamı: Gezegenimizi kim kurtaracak? Doğa için 10 kuruluş

Ekosistem Canlı Yaşamı: Gezegenimizi kim kurtaracak? Doğa için 10 kuruluş: Ekoloji Bölüm III: Gezegenimizi kim kurtaracak? Doğa için 10 kuruluş ...

Orman - Ormancılık - Ekoloji - Çevre Ekosistem - çevre,doğa,bitkiler,canlı yaşamıBitki ekolojisi,Hayvan ekolojisi,tür ekolojisi

Ekoloji : Sorun ne kadar ciddi? Gelecek için umut ışığı

Ekoloji
Bölüm I: Sorun ne kadar ciddi? Gelecek için umut ışığı

Rio Dünya Zirvesi'nde 182 ülkenin Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'ni imzalamasının ardından 11 yıl geçti. 1992'den günümüze doğal hayatın korunmasına yönelik yapılanlara bakıyoruz.


31 Ağustos 2002'de, Johannesburg'da, sürdürülebilir kalkınma programının tartışıldığı BM Dünya Zirvesi'ni protesto eden göstericiler.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Nedir, Neden, Nasıl, Nerede ?: Madde Döngüsü Nedir

Nedir, Neden, Nasıl, Nerede ?: Madde Döngüsü Nedir: Ekosistem, canlıların içinde bulundukları canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu ekolojik bir sistemdir.Tüm dünyaya ekosistem denebileceğ...

Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi

15 Ekim 2011 Cumartesi

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Tarihte bilim için ölen bilim adamları

Bilgisayar - İnternet - Bilim Teknoloji Tasarım Dünyası: Tarihte bilim için ölen bilim adamları: Bilime, keşfetmeye ve teknoliye olan tutkuları onları hem var etti hem yok etti. 1. Karl Scheele: Bir farmakolog olan Scheele birçok kim...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

14 Ekim 2011 Cuma

Gen Bencildir - Richard Dawkins E-Kitap The Selfish Gene

 Gen Bencildir - Richard Dawkins E-Kitap

Özverili ve bencil davranış kuramları, çıkarcılığın genetik tanımı, saldırgan davranışların evrimi, kanbağı kuramı, eşey farklarının doğal seçilimi gibi konulara değinilirken biyolojinin zengin ve büyüleyici dünyasını tanımamıza da yardımcı olunuyor. Dawkins'in okuru tartışmaya çağıran "popüler" üslubu ve geniş bilgi birikimi Gen Bencildir'i zevkle okunan bir kitap haline getiriyor.


Orijinal kitabın kapağı

Gen Bencildir (Orijinal adı: The Selfish Gene)

( The Selfish Gene )Gen Bencildir - Richard Dawkins (Türkçe)

Richard Dawkins, Gen Bencildir adlı yapıtında özverili ve bencil davranış kuramları, çıkarcılığın genetik tanımı, saldırgan davranışların evrimi, kanbağı kuramı, eşey farklarının doğal seçilimi gibi konulara değinirken biyolojinin zengin ve büyüleyici dünyasını tanımamıza da yardımcı oluyor. Dawkins'in okuru tartışmaya çağıran "popüler" üslubu ve geniş bilgi birikimi Gen Bencildir'i zevkle okunan bir kitap haline getiriyor.



Gen Bencildir (Orijinal adı: The Selfish Gene)
Tübitak Yayınları
Yılı: 1976
Yazar: Richard Dawkins
Çeviri: Asuman Ü. Müftüoğlu
Sayfa Sayısı: 328
Boyutları: 11 x 18 cm
ISBN 975-403-032-4

İndir:
Dawkins, Richard - Gen Bencildir.rar
Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon

11 Ekim 2011 Salı

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (2/2)

Bu araştırmayı yapan bilim insanları, varsayımlarına dayanarak bazı tahminlerde bulundular:

1. Çam kozalaklarının arasında coğrafi farklılıklar olmalı. 

Eğer ağaçlar tohumlarıyla beslenen avcılara yanıt olarak evrildilerse, kozalaklarda coğrafi farklılıklar gözlememiz gerekir: Sincapların birincil tohum avcısı olduğu bölgelerde, ağaçların sincaplara karşı daha güçlü savunmaları olmalı ve kuşların birincil avcı olduğu yerlerde ise ağaçların kuşlara karşı daha güçlü savunmaları olmalı. Gerçekten de böyle olduğunu görmekteyiz. Sincapların baskın olduğu bölgelerde, kozalaklar daha ağır ve daha az tohumluyken daha ince pula sahip (Bkz: Soldaki kozalak). Sadece çapraz-gagaların olduğu yerlerde ise, kozalaklar daha hafif, daha çok tohumlu ve kalın pullara sahiptir (Bkz: Sağdaki kozalak).



Sincaplara uyarlanmış Contorto çamı kozalakları – çapraz gagalar için daha kolay bir av


Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (1/2)

Birlikte evrime bir örnek: sincaplar, kuşlar ve çok sevdikleri çam kozalakları (1/2)
Sahne: Rocky Dağları
Oyuncular:


Contorto Çamı 

Sincaplar

Çapraz gagalı kuşlar



Olay örgüsü

Rocky Dağları’nın büyük bölümünde, sincaplar Contorto çamı tohumlarının önemli bir

8 Ekim 2011 Cumartesi

Balık için küçük, evrim için büyük bir sıçrama

Hayat suda başladı. Peki karaya nasıl sıçradı? Araştırmacılar, inceledikleri bir grup balıkta bunun ipucunu gördüklerini söylüyor.
Katı bir yüzeyden havaya sıçramayı başaran en az altı balık türü keşfedildi. Üstelik, sıçrama yeteneğinin balıklarda hiç de nadir bir hadise olmadığı düşünülüyor.


Journal of Experimental Zoology (Deneysel Zooloji Dergisi) tarafından basılan araştırma sonuçları, canlı türlerinde evrimin en önemli aşamalarından birine ışık tutuyor.
Kuzey Arizona Üniversitesi ekibinin başkanı Alice Gibb, hem karada hem suda yaşayabilen mangrov rivulus adlı balık türünü incelerken, araştırmayı başka türleri de kapsayacak şekilde genişletmeye karar verdiklerini söylüyor.
Dr. Gibb, ''Mangrov rivulus, üniversitenin laboratuvarındaki akvaryumdan bir ağla çıkartılmaya çalışılırken, sıçrayıp tekrar suya geri dönmeyi başarıyordu.'' diye anlatıyor.
Ekip, sıçrama yeteneği sadece mangrov rivulus gibi amfibik canlı türlerine mi özgü, yoksa normal balıklarda da görülüyor mu sorusunun kendilerinde merak uyandırdığını söylüyor.
Alternatif formatta oynat


Birbiriyle bağlantısız altı farklı balık türünü, düz bir yüzey üzerine koyduktan sonra hızlı kamera ile filme çekiyorlar.

11 Eylül 2011 Pazar

Evrimin kayıp halkası


Güney Afrika’nın Malapa bölgesinde bulunan ve yaklaşık 1.9-2 milyon yıl öncesine tarihlenen fosillerin keşfiyle ilgilidir. Bu fosiller, Australopithecus sediba türüne aittir ve evrimsel biyolojide insan evrimine dair önemli bir tartışmayı gündeme getirmiştir. Aşağıda, bu konunun aslını ve bilimsel bağlamını açıklıyalım:
1. Keşfin Arka Planı
2008 yılında, Güney Afrika’daki Malapa Mağarası’nda, Witwatersrand Üniversitesi’nden paleoantropolog Lee Berger ve ekibi tarafından iki önemli fosil bulundu:
  • Bir genç kadın iskeleti (yetişkin bir birey).
  • 11 yaşlarında bir erkek çocuğa ait iskelet (tahmini yaş, kemik analizlerine dayanıyor).
Bu fosiller, Australopithecus sediba olarak sınıflandırıldı. Bu tür, Australopithecus (örneğin, ünlü "Lucy" fosilinin ait olduğu Australopithecus afarensis) ile Homo cinsine (örneğin, Homo erectus ve Homo sapiens) geçiş arasında bir ara form olarak değerlendirildi.
2. Australopithecus sediba’nın Özellikleri
Lee Berger ve ekibinin analizleri, bu fosillerin hem ilkel (maymun benzeri) hem de modern (insan benzeri) özellikler taşıdığını ortaya koydu:
  • İlkel Özellikler: Küçük beyin hacmi (yaklaşık 420-450 cm³, modern insan beyninin yaklaşık üçte biri), maymunlara benzer kol ve omuz yapısı.
  • Modern Özellikler:
    • Uzun ve insan benzeri bir başparmak, alet kullanımına uygun el yapısı.
    • Modern insanlara benzer bir pelvis (leğen kemiği) yapısı, dik yürüme yeteneğini destekliyor.
    • Ayak ve ayak bileği yapısı, hem ağaçlara tırmanma hem de iki ayak üzerinde yürüme yeteneğini gösteriyor; bu, evrimsel bir geçiş formuna işaret ediyor.
Bu özellikler, Australopithecus sediba’nın insan evriminde bir köprü tür olabileceği hipotezini güçlendirdi.
3. Evrimin "Kayıp Halkası" İfadesi
"Evrimin kayıp halkası" terimi, popüler medyada sıkça kullanılan ancak bilimsel olarak yanıltıcı bir ifadedir. Evrim, doğrusal bir zincir değil, dallanan bir ağaç gibi işler. Australopithecus sediba, Homo cinsine geçişte bir ara form olabilir, ancak "kayıp halka" terimi, evrimin karmaşıklığını basitleştirir. Berger’in iddiası, bu türün Homo erectus’a veya Homo sapiens’e doğrudan bir ata olabileceği yönündedir, ancak bu konuda bilim camiasında fikir birliği yoktur. Bazı bilim insanları, A. sediba’nın bir yan dal olduğunu ve doğrudan atamız olmadığını savunuyor.
4. Alet Kullanımı ve Tarihleme
Berger, fosillerin yaklaşık 1.95 milyon yıl öncesine tarihlenmesi nedeniyle, A. sediba’nın alet kullanmış olabileceğini öne sürdü. Bu, Homo habilis gibi erken Homo türleriyle ilişkilendirilen alet kullanımının daha erken bir dönemde başlamış olabileceğini düşündürüyor. Ancak, bu fosillerle doğrudan ilişkilendirilmiş aletler bulunmamıştır; bu, spekülatif bir yorumdur.
5. Bilimsel Tartışmalar ve Eleştiriler
  • Doğrudan Ata mı? Berger’in, A. sediba’nın insan evriminde doğrudan bir ata olduğu iddiası tartışmalıdır. Bazı paleoantropologlar, bu türün Homo cinsine geçişte bir yan dal olduğunu ve doğrudan atamız olmadığını düşünüyor.
  • Fosil Sayısı ve Temsiliyet: Yalnızca iki iskelet üzerinden genelleme yapmak riskli bulunmuştur. Daha fazla fosil, bu türün evrimsel rolünü netleştirebilir.
  • Popüler Medya ve Abartı: Hürriyet gibi kaynaklarda haber, sansasyonel bir şekilde sunulmuş ve “11 yaşında bir çocuk” vurgusu, dramatik etki yaratmak için kullanılmıştır. Ancak bilimsel makalelerde bu tür bir vurgu yoktur; yaş tahmini, yalnızca iskeletin gelişim özelliklerine dayanır.
6. Sonuç
Australopithecus sediba, insan evriminde önemli bir türdür ve hem ilkel hem de modern özellikleriyle dikkat çeker. Ancak, “evrimin kayıp halkası” olarak nitelendirilmesi, bilimsel gerçekliği tam yansıtmaz. Bu tür, Homo cinsine geçişte bir ara form olabilir, ancak doğrudan atamız olup olmadığı tartışmalıdır. Berger’in çalışmaları, paleoantropolojiye önemli katkılar sağlamış, ancak daha fazla fosil ve analiz, bu türün evrimsel rolünü netleştirecektir.

Darwin,evrim teorisi,çeşitlilik, evrim, genetik, genetik,fosil,mutasyon

Preadaptasyon (Ön Uyum) Nedir?

Preadaptasyon (veya ön uyum), evrimsel biyolojide, bir organizmanın mevcut bir özelliğinin, orijinal işlevinden farklı bir bağlamda yeni bi...